19 Ekim 2014 Pazar

...

Derinlere iner gibi okyanusun kuytularında,ciğerlerine dolan suyun saflığında boğulmak diye bir şey var bazen.Huzur dolu,huzurla boğulmak...
Sessizlik öyle bir sessizlik,aslında içini çığlıklarla dolduran.Kocaman,anlamsız; sevimsiz. Yalnızlık bazen öyle yalnızlık ki, masum ama katil,acımasız.
Adımlarını tutan,gözlerini karanlıkla örten.Hem kainatı soluyup hem de çok dışında yabancı duran... Belirsizlik,hiçlik... An be an...
Yağan bir yağmur,açan bir güneş vardır sanki hep ama beklenen gökkuşağı olmaz... Kokusunu alırsın, bir adım bir adım daha;
Sonra içinde ki boşluğa süzülürsün. Sakinlikle doludur,düşüşün. İçine içine... Yabancı değilsin sanırsın kendine. Ama,kendini kendinde kaybetmek diye bir şey var...
Biraz  daha derinlerinde. Bütün dünyanın kokusu üzerindedir o an, senin ki başka yerlerde. Bilinmezlik içini sarıp sarmalar usul usul, adımların sessizleşir.
Düşlerin yok,sen yoksun, amaçsız adımların seni  bir yere sürükler yavaş yavaş. Dibi yoktur kendinin ama vurursun içinde bir yerlere...
Kendinde daha önce gitmediğin senler var. Elini tutmadığın senler.. Senin bilmediğin senler... 
Yabancılıktan korkarsın, uğramamışlığından değil. Kaç kere denedin ki içinde kaybolup,bir senle boğulup başka senle doğrulmayı,derin okyanuslardan..!
Ölümüne sarıl,son kez. Sonra arkanı dön soğuk rüzgara,içine mırıldan: Sahip olmadığım benliğine,korkularına,sessizliklerine,çığlıklarına,yudumlarına...
Tanı kendini yeniden. Çöllerine aynalar diz kocaman. Her yönde seni, her yönde değişeni gör!
İçinde ki ölüyü,diriyi... Diz çök ya da git! Önce hiçten bir şeye,sonra bir şeyden bir yere... Sonra sana gel,kızgınlığını söyle!
Derbederlik kaderde değil elinde. Kaderine dön,ve ölüm sessizliğinde çığlığını çal... Nefes al derin derin, içini doldur.
Kaos..! Kaos seninle. Hadi ona gülümse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder